KURUMSALDA DUYGUSAL DAYANIKLILIK

Dayanıklılık; kişinin uzun süren yüklenmeler sonunda fiziken ve psikolojik olarak yorgunluğa karşı koyabilme ve kendini yenileyebilme becerisidir.

Bankacılık yıllarımın başındayım. Başlarda uykularımı kaçıracak kadar karmaşık, zor ve stresli görünen meslek yavaş yavaş bilgim, tecrübem ve özgüvenim arttıkça gözüme yapılabilir ve dayanılabilir görünmeye başlamış.

Günler aylar geçiyor, mesleğe alışıyorum. Artık başka seçeneklerim de var mıydı, pek de düşünmüyorum. Bir yola girmişim ve hakkını vermem lazım. Ancak yol kolay değilmiş. Eğitimler bir yandan sürerken, diğer yandan yüksek hedefler, sorunlarla başa çıkma, müşteri ziyaretleri, yetmeyen mesai saatleri üzerimde baskı oluşturuyor. Ve psikolojik olarak zorlayan müşteriler var. Daha iyi fiyat istiyorlar, daha hızlı işlem istiyorlar, kurumun sınırlarını zorlayacak taleplerle geliyorlar. Bırakın kurumu, sektörün sınırları belli, regülasyon çok ağır. Öbür tarafta ise yöneticilerim oldukça zorlayıcı, yapılan işi beğenmeyenden tutun “sen artık öğrendin her sorunu çözersin” deyip müşteriyle baş başa bırakan da var, hedefim tutsa “zaten hedefi revize edecektik” diyen de.

Dayanıklı mıydım? Evet. Arada ağlıyordum ama her zorluğa rağmen devam ediyordum. Daha yolun başı, dayanıklılık kuvvetli, yorgunluk az. Yıllar içinde kurumlar değişti, müşteriler değişti, yöneticiler değişti, kendim yönetici oldum. Konum ve mekan fark etmez, dayanıklılığa ihtiyaç hiç değişmedi. Her yerde benzer hikayeler… Çok zorlandım. Stresli durumlarla başa çıkmak ve zorluklara uyum sağlamak için çok uğraştım. Zamanla dayanıklı kalmak için verdiğim reaksiyonlar değişti. Hem kendimle hem farklı kişiliklerle başa çıkma yeteneğim değişti.

Dayanıklılık süreye göre, dayanılan yoğunluğa göre değişen bir durum. Kısa süreli, orta süreli ve uzun süreli dayanıklılık tolerans değişimi gerektiriyor. Zaman geçtikçe kişinin dayanıklılığı sürdürebilmesi için kendine daha çok odaklanması, neyi istediğine iyice bakması, istediği şey konusunda netse ve motiveyse bunu yönetme becerileri ve toleransını arttırıcı yöntemler geliştirmesi gerekli. 

Bardak testini çoğunuz duymuşsunuzdur. Su dolu bir bardağı bir elinizle taşırken başlarda pek ağırlık hissetmezken, saatlerce tutmaya çalıştığınızda ağırlık aynı olmasına rağmen yorgunluktan kolunuz kopacak gibi hissedebilirsiniz. Dayanıklılığı arttırmak için belki bardağı tutan elinizi değiştirmeniz gerekiyordur, ya da kolunuzun altına bir destek almanız gerekiyordur. Belki de bir süre içindeki suyu döküp yeniden doldurmak gereklidir.

Son dönemde özellikle kurumsal hayatta gözlemlediğim bir şey var. Uzun yıllardır aynı işleri yapan kişilerin geldiği dayanamama hissi. Tolere edememe durumu. Oysa ki, hikayeler başından beri hep benzerdi, yöneticiler benzerdi, iş hep zordu. Bugün sizi kendinize dayanıksız hissettiren şey nedir?

Bir bakmak ister misiniz, dayanıklı kalabilmek için neye ihtiyacınız var?